Ak Hun
İmparatorluğu [ Eftalitler ]
Ak Hun İmparatorluğu, tarihte Eftalitler olarak geçen,
asyanın içlerinde varlığını sürdüren, yıkıldıktan sonra diğer Türk
devletlerinin kurulmasında etken rol oynayan Eftalit tarihi.
Büyük Hun İmparatorluğunun bölünme ve parçalanmasıyla Batıya
Doğru göç eden Hun kabileleri, İç Asya’dan Hazar bölgesine doğru yoğun bir Hun
hareketliliği oluşturdu. Hunlar kalabalık kitlelerle İç Asya’yı terk edip
Batıya doğru ilerliyordu. Bu göç hareketi M.Ö. 36’da, Bölünen Batı Hunların
yıkılmasıyla başlamıştı. İlerleyen zamanlarda Hunların Kuzey ve Güney olarak
tekrar bölünmesiyle ve nihayetinde Orta Asya da Hun varlığının ortadan
kalkmasıyla 4. Y.Y.’a kadar devam etti.
İç Asya’dan göç eden Hunların bir kolu Hazar denizine, diğer
kolu Güneye doğru ilerlemişlerdi. Hazar bölgesine doğru ilerleyen Hunlar 3.
Y.Y. ortalarında Avrupa Hun İmparatorluğunu kurdular. Aynı dönemde Güneye doğru
ilerleyen kabileler ise, literatürde Orta Doğu Türkleri olarak anılan Ak
Hunları kurdular.
Ak
Hunların Kuruluşu (420)
İç Asya’dan başlayan göç hareketiyle birlikte Orta Asya’ya
inen Hunlar, bölgedeki siyasi yapı içerisinde ezilmemek için kabileler halinde
birleşerek varlıklarını devam ettiriyorlardı. Hatta varlıkları tehlikeye
girdiği zaman bölgelerindeki devletlerle savaşarak güçlerini korudular. Bu
kabilelerin yaşayış şekillerini, Büyük Hun İmparatorluğu kurulmadan önceki Ön
Türklerin yaşayış şekline benzetebiliriz.
Göç hareketiyle bölgede varlığını sürdüren iki büyük kabile
olan Uar ve Hun kabileleri, 3. Y.Y. ortalarında güçlenerek bölgelerinde söz
sahibi oldular. Bu dönem, Avrupa Hun İmparatorluğunun kurulduğu tarihlere
rastlamaktadır. Aslında Ak Hunların
kuruluşunu bu tarihe dayandırabiliriz ancak İmparatorluk düzenine geçilmediği
için devlet olarak telafuz edememekteyiz.
350 li yıllarda, bugünkü Afganistanın kuzey bölgesinde
siyasi bir güç haline gelen Uar ve Hun kabileleri, 400’lü yılların başına doğru
birleşerek güçlenip bulunduğu bölgeyi yönetmeye başladılar. Nihayetinde 430
yılında Aksuvar’ın yönetime geçmesiyle İmparatorluk halini aldılar. Kabile
düzeninden İmparatorluk düzenine geçmeleri nedeniyle, Ak Hunların kuruluşunu
420 olarak kabul edebiliriz.
Aksuvar
Dönemi (430 – 470)
Uar ve Hun kabilelerinin ortak kararıyla yönetime geçen
Aksuvar, imparatorluğu kurup 40 yıl gibi uzun bir süre yönetti. Güçlü bir
yönetici olması hasebiyle Eftalanos (Epthalanos) ünvanını almıştı. Bu nedenle
Bizans ve İran kaynaklarında Ak Hunlardan Eftalit olarak bahsedilir. Aksuvar,
yönetime geçmesiyle birlikte bölgesinde önemli bir güç olan İran’a karşı
mücadele etti. İran o dönemde Sasani kabilesinin yönetimindeydi. Aksuvar
Sasanilerle savaşarak İranı baskı altına almaya başladı. Bu dönemde Akhunlar
ile Sasaniler aynı bölgede varoldukları için siyasi açıdanda iç içeydiler.
Aksuvar döneminde siyasi çalkantılar ortaya çıktı. 459 yılında başlayan iç
karışıklıkla Yönetime geçecek kişiye karar veremeyen Sasaniler, Aksuvarın
baskılarıyla Firuzu tahta geçirmek zorunda kaldılar. Firuz, tahta Aksuvarın
desteğiyle geçmişti. Bu nedenle Tirmiz ve Vasgirt bölgelerini terk ederek
Akhunlara hediye etti. Bir süre Akhunlar ile Sasanilerin arasındaki siyasi
ilişkiler barış içerisinde geçti. Hatta barış görüşmelerinin birinde Firuz,
kızını Aksuvarla evlendireceği sözünü verdi.
Aksuvar bir süre sonra Firuzdan sözünü tutmasını istedi. Ancak Firuz
sözünü tutmayıp kızı diye Cariyesini gönderdi. Aksuvar bunu anladığında,
Firuzun kendisine yardım için gönderdiği komutanını öldürerek Firuzu
cezalandırdı. Firuz bunun üzerine Aksuvar’a savaş açarak ordularını Ak Hunların
üzerine gönderdi. Sınır kasabası
Balam’ı işgal etti ancak Aksuvarın ordularıyla karşılaşmadan
geri döndü. Bu olaydan sonra 10 yıl kadar Aksuvar ve Firuz arasında ciddi bir
savaş yaşanmadı. Firuz Aksuvara karşı
yeni bir sefer hazırlığına girdi. Aksuvar bu savaşta klasik Turan taktiğini
kullanarak Firuzun ordusunu dağlık bölgelerde çevirdi. Strateji hatalarıyla
savaşı başlamadan kaybetmek üzere olan Firuz Aksuvardan barış istedi. Aksuvar,
Firuzun kendisine yalvarıp af dilemesi şartıyla savaşı bitireceğini söyledi.
Firuz bunu kabul etmek zorunda kaldı ve kendi askerlerinin önünde diz çökerek
Aksuvara savaşı bitirmesi için yalvardı. Bunun üzerine savaş başlamadan bitti ordular
geri döndüler. Gururu kırılan Firuz bir süre sonra kırılan gururunu onarmak
için savaş hazırlıklarına başladı. Bu dönemde sınırdaki düzenlemeler Akhunların
aleyhine geliştiği için Aksuvar Firuza savaş ilan etti. Bu savaş Firuz ile
Aksuvar arasında yaşanan son savaş oldu. Zira, savaş dağlık ve yamaçlı bir
arazide yaşandı ve Aksuvar, savaş başlamadan önce savaşın yaşanacağı alanda
derin çukular açarak Firuz ve Askerlerinin bu çukurlara düşmesiyle savaşı
kazanarak Firuzuda öldürmüş oldu. Bu savaş sonrasında Aksuvar, Sasanilerle çok
ağır bir anlaşma yaptı. Sasaniler bu anlaşmayı kabul ederek Akhunlar ile bir
süre barış ilişkisi kurdular.
Aksuvar, bu anlaşmayı imzaladıktan bir süre sonra vefat
etti. Yerine Toraman tahta geçti.
Kabile Yönetimi
(470-480)
Akhunlar, Aksuvarın ölümünden sonra bir Hakan seçmek yerine
kabile yönetimini tercih etmiştir. Bu 26 yıllık süre zarfında kararlar, Uar ve
Hun kabilelerinin oluşturduğu yönetim mekanizması tarafından alınarak hayata
geçiriliyordu.
Kabile yönetimi döneminde Akhunlar ilerleyişlerine devam
ederek Hindistana doğru uzanmışlardı. Bugünkü Hindistan topraklarında bulunan
Gupta devletini baskı altına alarak bölgedeki otoritesini güçlendirdi. Her
nekadar bir Hakan önderliğinde yönetilmese de, Kabile Yönetimi Dönemi fevkalade
başarılı ve istikrarlı bir şekilde geçti.
Toraman
(480-515)
Toraman, çok uzun bir süre yönetimi elinde tuttu. Toraman’ın
idareye geçtiği dönemde Akhunlar Hindistana doğru ilerlemiş, bölgedeki
Guptaları baskı altına almıştı. Bölgedeki bir diğer güç Pencaplar ise yıkılmak
üzereydiler. İranda ise Mazdek isyanı baş göstermeye başlamıştı. Bir tür
komünist idare sistemini savunan Mazdek, halkı bu doğrultuda örgütleyerek
devlete karşı teşkilatlandırdı. Toraman, Ailevi değerleri ve mal edinme
özgürlüğünü ortadan kaldırma gayreti içinde olan Mazdek’e karşı tavır alarak
İranın iç işlerine müdahale etti. Önce Mazdek isyanını bastırdı, daha sonra ise
bir süre Mazdek’e inanıp sonra
hapsedilen ve daha sonra kaçıp Toramana sığınan Sasani hükümdarı Kavad’ı tekrar
tahta çıkarttı.
Toraman, yönetime geçtiği ilk dönemde Belh şehrini
egemenliği altına aldı ve Sasanilerle husumet dönemi tekrar başladı. Aynı
dönemde bölgedeki güçlerden biri olan Kuşan devleti yıkılmıştı. Toraman,
bölgeye dağılan Kuşan prensliklerini kolaylıkla egemenliği altına aldı. Kuşan
prensliklerinin egemenlik altına alınmasından sonra geriye Hindistan kalıyordu.
Hindistana ilk saldırısı yine 480 yılında oldu. Bu saldırı sonrasında
Hindistanın kuzeyini egemenlikleri altına alarak bölgedeki hakimiyetini önemli
ölçüde ilerletti. Aynı dönemde, Hindistanda devlet kuran Guptalar’a karşıda
akınlar düzenlensede de tam anlamıyla başarı elde edilemedi. Bu süreç sonrasında Karaşar, Kandahar ve
Hindistanın kuzeyi tamamen Akhunların hakimiyetine girdi.
Toraman döneminde Akhunların hakimiyet alanı önemli ölçüde
büyüyerek bölgede hakim güç haline gelindi. Akhunlar tarihlerinin en parlak
dönemini Toraman döneminde yaşadılar. Toraman 515 yılında öldüğünde yerini oğlu
Mihirakula’ya bıraktı.
Mihirakula
(515-550)
Mihirakula, yönetime geçtiği dönemde Budizm bölgede
benimsenmeye başlanmış ve insanların itibar ettiği bir inanış haline gelmeye
başlamıştı. Mihirakula, toplumunun Gök Tanrı inancını muhafaza etmek için
Budizme karşı çok sert önlemler alarak toplumunu yozlaşmaktan ve Budizm
inancına saplanmaktan kurtarmıştır.
Mihrakula döneminde akınlar daha çok Hindistan üzerine
yoğunlaştı. Hindistan üzerine sürekli akınlar düzenleyerek hakimiyet alanını
genişletmek düşüncesindeydi. Mihirakulanın akınları 530 yılına kadar aralıksız
ve ilerleyerek devam etti. Ancak 530 yılında Citraküta kentini ele geçirdikten
sonra Mihirakula akınlarını durdurdu. Bu dönemden sonra akınlar yerini mevcut
toprakların korunması ve himayesi stratejisine bıraktı. Bu tarihten sonra
hakimiyet alanı genişlemeyerek mevcut hakimiyet alanı korunmaya başlandı. Bu
durgunluk yerini gerilemeye bıraktı. 530-550 yılları arasında Akhunlar maruz
kaldığı saldırılarla baş etmeye çalıştıysa da çok başarılı olamadılar.
İç
Karışıklık Dönemi ve Yıkılışı (550 – 567)
Mihirakulanın ölümünde Akhunların sınırları Hazar Denizinin
Güney Doğu köşesinden Çine, Hindistanın kuzeyinide içine alan geniş bir alanı
kapsıyordu.
Mihirakula 550 yılında vefat ettiğinde Akhunlar dağılma
sürecine girdiler. Bazı tarihi kaynaklar Mihirakuladan sonra Akhun
coğrafyasında prensliklerin varloduğundan bahsetsede tarih kaynakları bu konuda
net bir bulgu ortaya koyamamıştır. Bu dönemde Akhunların yönetiminde yaşanan
boşluk, bölgede güçlenen bir diğer Türk İmparatorluğu olan Göktürk’ler ve
Sasanilerin bölgeyi yönetmek için işbirliği yapmasıyla AkHunların aleyhine
gelişti. Akhun İmparatorluğunu aralarında paylaşarak bölgedeki Akhun
İmparatorluğunu tamamen ortadan kaldırdılar.
Ak Hunlar (Bizans kaynaklarında Eftalit, Çin kaynaklarında
Ak Hiung-nu Hint kaynaklarında
Sveta-Hūna Ak Hun) olarak geçen beşinci yüzyılın başlarında Isığ gölü
çevresinde Avarlara bağlı yaşarlarken bu yüzyılın ikinci yarısında Maveraünnehir'e
ve Toharistan'a yayılmış bir devlet.Batıya doğru ilerlemelerine devam ederek
Çin'in kuzeybatısındaki Gobi çölünden Hazar Denizi kenarına kadar yayılan bir
devlet kurmuşlardır. Akhunlar’ın güneye inen bir kolu da Kabil çevresinde
bulunan Kuşanlar'ı yenerek Hindistan'a doğru ilerlemiş ve Hindistan'da bulunan
Gubta İmparatorluğunun parçalanmasından sonra (470) İndüs vadisini ve Ganj
vadisini almışlardır (530) Fakat Hindistan'daki Akhunlar yedinci yüzyılın
yarısından sonra tarih sahnesinden çekilerek yerli halk arasında
kaybolmuşlardır. Batı Akhunları ise, bir taraftan Orta Asya'da hâkimiyeti temin
eden Göktürklerin bir taraftan da İran tahtında bulunan Sasanilerin arasında
kalmışlar, iki taraftan saldıran kuvvetli düşmanları ile başa çıkamayarak 563-567
yıllarında tarih sahnesinden silinmişlerdir.
Akhunların
Kökeni ve Adı
Ak Hun İmparatorluğu, Hiung-nu'ların bölünmesinden sonra
batıya kayanlar tarafından kurulan bir devlettir. Akhunların Tarihi hakkındaki
bilgiler oldukça kısıtlıdır.
Çağdaş devletleri olan Sasani, Çinli ve Bizanslı
kaynaklardan böyle bir devlet olduğu bahsedilmektedir. Yapılan araştırmalar
sonucu bu devletin kurucularının Hun birliğinin bozulmasından sonra Afganistan
bölgesine gelen Uar ve Hun kabileleri, bu bölgedeki yönetim boşluğundan
yararlanarak bugünkü Afganistan-Tacikistan çevresinde devlet kurmuşlardır. İlk
dönemler Sasanilerle iyi geçinmişlerdir. Kuzey Hindistan ve Pakistan, Keşmir'e
doğru yayılmışlardır. Sasaniler'in iç politikalarında yardımcı olmuşlardır. Farsça
kaynaklarda "Eftalitler" olarak geçen bu devletin yönetici ailesinin
"Eftal sülalesi olduğu kanısı yaygındır ya da "Heftal adında bir
kağanın sülalesi" olduğunu da söyleyenler de vardır. Fakat Akhunların Orta
Asya steplerinden geldikleri kesindir. Çinliler ise bu devlete "Hua"
diyordu. [Sasanilere göre, Akhunlar, 5. yüzyılın başlarında Ceyhun Irmağı'nı
geçerek komşuları Sasanilerin sınırlarına dayandılar. Savaşçı hükümdarları
Hakan'ın yönetiminde Rey önlerine kadar ilerlediler, ama Sasani Hükümdarı V.
Behram bu akınları durdurdu. İç Asya'da, Hun idaresinden sonra iktidara gelen
Sienpilerin yerine kurulan büyük Asya Avar devletinde, Uar ve Hun adlarında iki
kabile grubu, 350'lerde, bilinmeyen bir sebeple o devletten ayrılarak, bugünkü
Güney Kazakistan bozkırına gelmiş; buranın eski Hun halkını Volga'ya doğru
ittikten (Avrupa Hunları) az sonra güneye yönelerek, Afganistan'ın Toharistan
bölgesine inmişti. Hakimiyetini, batıda
Hirkania'ya (Gurgan, Hazar denizinin güneyi) kadar genişleten bu devlet, 5.
asır ortalarından itibaren "Heftal" adında yeni bir hükümdar ailesine
sahip olmuş (bu ad ilk defa 457'de görülüyor) ve yıkıldığı 557 yılına kadar hem
sülale, hem kavim olarak, öteki adlar ve "Ak Hun" adı ile birlikte bu
adı da taşımıştır. Yapılan tespitlere göre, devlette rol oynayan kabilelerden
bazıları şunlardı: Kadis-hun (Herat civarında. Pers kaynaklarında Hvon,
Prokopios'da Eftalit diye zikredilen bu kabile, sonra İran'ın batısına
göçmüştür; "Kadisiya" yer adının menşei), Zavul (Zabul; bundan Zabulistan),
Çol (Gurgan = Curcaniye, havalisinde), Kernikhion (Karmir-hyon), Askil-Eskil.
Bunlardan hiç olmazsa bir kısmının yerli olduğu aşikardır.
Yönetim
Belirli bir başkentleri yoktu. Gor, Huo ve Sakkala'yı
başkent olarak kullandılar.
Siyasi
İlişkiler
Ak Hun Devleti'nin en büyük iki kabilesi Uar ve Hun
kabileleri idi. Yönetime daha çok bu
kabileler hakim oluyordu. Ak Hun Devleti İran üzerine baskılarını arttırmış ve
358 yılında Sasaniler ile bir anlaşma yapmışlardı. Sasanilerin başına Bahram
Gor gelince Ak Hunlar tekrar saldırıya geçmiş ve onları çok ağır bir şekilde
yenmişlerdi.
Sasanilerle
İlişkiler ]
430'da Ak Hunların başına Aksuvar geçince de, İran'ın iç
işlerine karışıldı. Aksuvar himayesine aldığı Firuz'u İran tahtına çıkardı.
Firuz, bunun karşılığında Tirmiz ve Vasgirt bölgelerini Ak Hunlar'a verdi.
Ancak bir olay sonunda Firuz, Ak Hunlar'a savaş ilanı verdi. Aksuvar ile
Firuz'un orduları karşı karşıya geldi. Yapılan savaşta Aksuvar, Turan taktiğini
uygulayarak Firuz'u pusuya düşürdü. Firuz, Aksuvar'ın
önünde diz çöktü ve özür diledi. Firuz böylece ordusunu
kurtarmıştı. Ama çok geçmeden yeniden Ak Hunlar'a savaş ilan etti. Bu savaşta
Sasaniler, Aksuvar'ın kazdırdığı çukurlara saplandılar. Bu savaşta Firuz da
ölmüştür. Böylece iki devlet arasında yeni bir anlaşma oldu. Bundan sonra
Hunlar Hindistan'a seferler düzenledi. Ama yeni kurulan Göktürk Devleti, Ak
Hunları sıkıştırıyordu. Bir savaş sonunda Ak Hun Devleti parçalanmıştır.
Mazdek
İsyanında Akhunlar
480 yıllarında Sasani'de patlak veren büyük Mazdek
İsyanı'nın bastırılmasında Akhunlar yardım etmiştir. Bazı Sasani İmparatorları
Akhunlar'a sığınmıştır. 30 bin kişilik Hun ordusuyla Mazdek isyanı
bastırılmıştır.
İpek
Yolunun Ele geçirilmesi [
Çin kaynaklarına göre[kaynak belirtilmeli], İç Asya'da
Hoten, Kuça, Aksu, Kaşgar ve etrafını hakimiyetlerine alan Ak Hun-Eftalitler,
bu arada Kuzey Hindistan'ı da zaptetmişlerdi. Bu harekât, "Tegin"
unvanını taşıyan ve Kâbil'de oturan Toramana adındaki başbuğ tarafından idare
edilmişti. İpek yolu ekonomik kaynaklarıydı.
Hindistan'ın
Zaptı
6. yüzyılın ilk yarısında ise Toramana'nın oğlu Mihiragula
(Gollas, 515-545) imparatorluk güney kanadının en azametli hükümdarı
görünmektedir. Ordusunda, daima 700 savaş filinin bulunduğu rivayet edilir.
Fakat Budist rahipler (Song Yün ve ondan bir asır sonra buraya gelen
Hiuen-tsang), bu "Huna kralı"ndan hoşlanmamışlardır. Çünkü
Mihiragula, Budizmi ülkesi halkı için tehlikeli sayıyor ve Budistleri kontrol altında
tutuyordu. Buna karşılık, İskenderiye'den Hindistan'a giden tüccar (sonra
keşiş) Kosmas tarafından ve 530 tarihli Gwalior kitabesi ile Sanskrit yazılı
"Keşmir Vekayinamesi"nde Mihiragula, Hindistan'ın en büyük hükümdarı
olarak tasvir edilmektedir.
Göktürklerle
İlişkiler
Göktürklerin güçlenmesi ve İstemi Yabgu'nun batıya
yönelmesiyle Akhunlarla-Göktürkler karşı karşıya geldi. Güçlenen Sasaniler de
eski müttefikleri Akhunlar'ın zayıflığından istifade etmek için Göktürklerle
antlaşma yaptılar ve Akhun devleti yıkıldı. Akhunlarla-Göktürkler arasındaki
siyasi ilişkilerin neden kötüleştiğine dair fazla bilgi olmamasına karşın bazı
kaynaklarda zikredilene göre Akhunlar'ın yabgusunun kızı Göktürk Kağanı
Kolo'nun oğlu evlendirilmek üzere çeyizi ile birlikte yola çıkarılmış. Ama
yolda kervana bir rivayete göre Sasaniler tarafından bir rivayete göre de
Çinliler tarafından saldırı düzenlenmiş ve gelin adayı öldürülüp çeyizi
yağmalanmıştır. Bu olaydan her iki taraf birbirini sorumlu tutmuş ve düşmanlık
başlamıştı.
Egemenlik
Alanı
Kuzey Hindistan'ın yarısı, Afganistan, Türkistan'ın bir
bölümü (3.500.000 km2).
Sosyal
Yaşam
Akhunlar, genel olarak göçebe bir yaşam sürüyorlardı. Buna
karşın Gor, Huo ve Sakkala'yı başkent olarak da kullandılar. Akhunlar, Asya'nın
ipek ticaretini ellerinde tuttukları sürece güçlerini korudular. Göktürklerin
İpek Yolu'nun denetimini ellerine geçirmesiyle bu üstünlüklerini
yitirdiler.Akhun devletinin günümüze yansıyan en önemli özelliği toplumsal
yapısında uyguladıkları ve günümüz sosyalizmine benzeyen yapısıdır. Kadından
gayri her şey ortak sözü onlardan günümüze kadar gelmiştir. Bazı teorisyenler
tarihteki ilk sosyalist devlet olarak Akhunları (Eftalitleri) gösterir.
ALINTIDIR.
kaynaça olarak göstermek içinne yapmalıyız
YanıtlaSil