19 Mart 2015 Perşembe

TARİHİN TOZLU SAYFALARI

  


                                               2.ABDULHAMİT HAN


       Sultan 2. Abdülhamit Han 1876 yılında Osmanlı Devletinin 34. padişahı olarak tahta çıkmış 33 yıl gibi uzun bir süre devleti idare ederek bu süre içerisinde devlete toprak kaybı yaşatmamış.1909 yılında tahtan indirilmiştir. kırk yıldır büyük devletlerin birbirleri ile kapışmasını bekledim. bütün ümidim oydu ve Osmanlının bahtını buna bağlı gördüm. o beklediğim gün geldi.( 1. dünya savaşını kastediyor.)


       Donanmayı halice kapamış talime dahi çıkarmamış isem bunun için yunan muhaberesini göze almışsam bunun içindi.
       
         Sınayarak öğrendim ki iki kişinin bildiği bir şey sır olmaktan çıkıyor.
          Apaçık görüyorum ki Avrupa nın büyük devletleri kendi aralarında dünyayı bölüşmeye çıkmışlardı. Bölüşülecek ülkeler arasında Osmanlı mülkü de vardı. Ben bu kuvvetlerin önünde tek başıma duramazdım. Gücümüz yetmezdi. Yapabileceğim tek şey aralarında ki rekabetten yararlanıp her birine daha büyük lokma ümidi dağıtarak birini ötekine düşürmekten ibaretti.


         Hiç akla bilgiye düşman olsaydım darülfünunlar (üniversiteler) açar mülkiyeyi şahane (siyasal bilgiler) gibi devlete ve millete bilgili insan yetiştiren mektepler kurarmıydım. Horozdan kaçan genç kızlarımızın okuması için Darülmuallimatlar ( kız öğretmen okulu) kurarmıydım. Galatasayar sultanisini Avrupa nın üniversiteleri ayarına çıkarıp orada talebelere hukuk dersleri okuturmuydum.


      14 MAYIS 1917 TARİHİNDE ABDULHAMİT HANIN KALEME ALDIĞI SÖZLER


       1909 yılında jon türkler tarafından tahtan indirilerek sürgüne gönderilen Osmanlı padişahı 2. abdulhamit han sürgün yıllarında hatıralarını kaleme  almayı ihmal etmemiştir. Sultan Abdülhamit Han ın 14 mayıs 1917 tarihinde kaleme aldığı tarihi bir savunma niteliğindeki şu sözleri bugün için tam bir ibret vesikasıdır.


        Ne kadar garip bir tecellidir ki amcam Abdülaziz Hanı düşürmek için Avrupaya kaçan genç Osmanlılar eninde sonunda muratlarına ermişler. hem Abdülaziz Han düşmüş hem de hemen peşinden açılan 93 rus harbi (1877 - 1878) Osmanlı Rus savaşı Rumeli nin yarısını alıp götürmüştü. Tıpkı onlar gibi beni düşürmek için Avrupa ya kaçan jön türkler de muratlarına ermişler beni düşürmüşler ve girdikleri cihan savaşında da Osmanlı devletini elden çıkarmışlardır.


         Genç Osmanlıları da jön türkleri deosmanlı devletini parçalamak isteyen büyük devletlerin hepsi arkalarındaydı. Bu devletlerin gözünde ümit bu gençlerdeydi. Bunların dediği yapılsaydı Osmanlı devleti kurtulacak dediklerine kulak asılmassa batacaktı. iki kere istemeyerek te olsa dediklerini yaptık.ve işte battık.


          İngilizler, Fransızlar , Ruslar, hatta Almanlar ve Avusturyalılar yani bütün büyük Avrupa devletleri menfaatlerini Osmanlı mülkünün parçalanmasında bulmuşlardı. Düşmandılar görüyorlardı  ki bu devletler birbirleriyle dolaşıyor ama Osmanlılara üleşmekte anlaşıyorlardı. Anlaşamadıkları kimin daha büyük parçayı yutacağı idi.




                                 AVUSTURYA

         Avusturya tarihinde 1. dünya savaşının bedelini en ağır ödeyen iki büyük imparatorluk dan biridir. diğeride Osmanlıdır.

         Avusturya başkenti viyana birleşmiş milletlerin dört resmi merkez temsilciliğinden birine sahiptir. petrol ihraç eden ülkeler örgütü ( OPEC) Avrupa işbirliği teşkilatı ( AGİT) ve uluslar arası atom enerjisi kurumunun ( IAEO)  merkezide viyanadır.
       
          Denize kıyısı bulunmayan ülke Çek Cumhuriyeti , Almanya , Macaristan , İtalya , Liheştayn , Slovakya , Slovenya ve İsviçre ye komşudur. ülkenin resmi dili Almancadır. Slovence ve Hırvatca da resmi dil olarak kabul edilmektedir.

          Avusturya 93 bin 870 km kare lik bir toprk parçası üzerinde 8 milyon 200 bin civarında nüfusa sahip bir batı Avrupa ülkesidir. ülke tarihte Hallstatt kültürünü ( m.ö 800 -450 ) kelt egemenliğini (  m.ö 400 ler ) ve Roma imparatorluğu hakimiyetini ( m.ö 15 ler ) yasadı. cermen ve hun saldırılarına ( m.s  5. yy) uğradı 4. yy itibaren Hristiyanlıkla tanıştı 8. asırda frank imparatorluğuna katıldı. macarlarla da ilk olarak bu çağda temas kurdu.

        Babenberg hanedanının yönetimi altındaki günler 1246 da son buldu. ünlü hamsburg hanedanı Avusturyanın da içinde yer aldığı geniş toprakları 1282 den 1918 e kadar yönetti. 1. dünya savaşından mağlup çıkan Avusturya krallıktan cumhuriyete geçti. (1918)

         2. dünya savaşında hitler tarafından Almanya ya ilhak edildi. (1938) Almanyanın hezimetiyle bu kez ABD Rusya , İngiltere  ve Fransa tarafından işgal edildi. (1945) 1955 de bağımsızlığını kazandı.

        1878 yılında yapılan Berlin kongresinde Bosna Hersek in Avusturya  Macaristan İmparatorluğu nun sınırları içerisinde kalması sonucu Müslümanların sayısı biranda artar. 15 temmuz 1912 tarihinde çıkardığı bir kanunla islam dinini resmen tanır.kanun gereği Viyana da bir müftülük teşkılatı oluşturur.  

                    VİYANA KUŞATMALARI

    KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
  
    Takvimler 1494 yılının kasım ayını gösteriyordu. Trabzon da şehzade selim in sarayında doğan minik bebeğe isim bulmak için Kuran dan bir sayfa açıldı. ve saba melikesi belkısın Süleyman peygamberin yazdığı mektubu danışmanlarına haber verdiği cümle göze takıldı. Osmanlı tahtında 2. beyazıt han oturmaktaydı. istanbula padişah dedeye müjde uçuruldu.
Bebek büyüdü yetişti ve 1520 de babası yavuz sultan selimin çorlunun sırt köyünde vefatı üzerine Osmanlı tahtına onuncu yahut onikinci padişah olarak oturdu. henüz 26 yaşında bir delikanlı idi.

   Artık fetihleri sürdürme sırası ondaydı. daha bir yıl geçmiştiki belgrad ı aldı ertesi yıl rodosu 1526 da mohaç zaferini kazandı. Artık budasıyla peştesiyle koca Macaristan Osmanlı toprağıydı. Anadoluda ki isyanları bastırdıktan (1528) sonra viyana seferine çıktı.  Avusturya üzerine yürümek kaçınılmaz bir hal almıştı. Zira Avusturya kralı Ferdinand Zapolya yı tanımıyarak Kuzey Macaristan ı işgal ve Budini zapt etmişti. 10 mayıs 1529 da harekete geçen Osmanlı ordusu 19 ağustosta macaristana girdi. öncelikle budin geri alındı.zapoya yeniden macar tahtına oturtuldu.

        1. VİYANA KUŞATILMASI (1529)

      Arşidük Ferdinand çoktan şehri kaderine terk ederek yukarı Avusturyaya çekilmişti. komuta kont Nikolas Van Salm deydi. 27 eylülde viyana önlerine ulaşan Osmanlı sultanı otağı hümayinü simmering köyüne kurdurdu. Osmanlı güllesinin isabetiyle Kont Salm de öldü. Akıncılar Avusturya , Güney Almanya ( Bovyera) Moravya, Bohemya, Yukarı Macaristan ( Slovakya) slezya  ve Slovenya gibi halsburglara bağlı yerleri alt üst etmişlerdi. dolayısıyla kuşatmanın kaldırılmasına kara verildi. 16 ekim de viyana önlerinden hareket eden orduyu hümayün 16 aralıkda da istanbula döndü.

        2. VİYANA KUŞATMASI ( 1683)

        1680 lerde tahtta bu defa kanuniden sonra en uzun süre padişahlık yapan 19. Osmanlı sultanı 4. Mehmet oturuyordu. Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa paşaydı. Ordu 12 ekim 1682 de sefere çıktı. papalgın Avusturya ya yardım ederek Lehistanla ittifak kurması üzerine 27 haziran 1683 tarihinde ki harp meclisindeki viyananın fethi karara bağlandı. 14 temmuz 1683 de viyana Osmanlılarca ikinci defa kuşatıldı.
     
        İmparator Leopold Osmanlı kuvvetleri şehre gelmeden 10 gün önce kaçıp 60 saat uzaktaki Linze sığındı. 14 temmuzdan beri özlemle bekledikleri yardım şehre kurtuluşu ve Hristiyan alemine osmanlıya karşı yüzyıllarca süren mücadelesinin en parlak ve sonuçları açısından en önemli zaferlerinden birini getirdi. 11 eylülde viyanaya ulaşan yardım ordusu sayesinde bir anda büyük bir sevince dönüştü. sadrazam 186 topuyla yardıma gelen 86 bin kişilik ordunun Tuna Nehrini geçmesini ordu içindeki anlaşmazlıklar yüzünden engelleyemedi.

        Bunda kuşatmaya başından beri karşı olan Budin Berlerbeyi Arnavut Koca İbrahim Paşanın Merzifonluya olan kırgınlığıyla askerini ileri sürmemesinin ve kırım hanı Murad Giray ın ordusunu alarak savaş alanından çekilmesinin  büyük etkisi vardı.

        Savaş bir bakıma doğu ile batı arasındaki dengenin batının lehine döndüğünün işaretiydi. viyana önlerinde kazandığı başarıdan sonra Avrupa önce özgüvene peşi sıra büyük bir  siyasal üstünlüğe kavuştu. Osmanlının bu savaşla birlikte gerileme devrine girdiği kabul edilmektedir.

        Kara Mustafa Paşa 25 aralık 1683 de idam edildi. başı Edirne ye getirilerek sengi ibret denilen ve günümüze intikal etmiş olan bir taşın üzerinde sergilenmişti. vücudu ise belgrattaki caminin avlusunda toprağa verildi. Belgrad 1688 de Avusturyalıların eline geçince mezarı iki keşiş tarafından açılarak kemikleri viyana ya götürüldü.

        Kahveyi 1683 yılındaki ikinci viyana kuşatması sırasında Osmanlılardan öğrenen Viyanalı kahveciler standları çikolatadan yapılmış ay yıldız Topkapı sarayı ve yeniçeri maketi gibi türk motifleriyle süsleyerek muhteşem bir kutlama yaparlar. Avrupa aydınlanmasını  öncelikle islamın batı ucundaki temsilcisi ENDÜLÜS Medeniyetine borçludur.

     


         İSTANBULUN FETHİ


        Fatih Sultan Mehmet in hocası Akşemsettin büyük veli hâce Ubeydullah ı Ahran büyük sahabi Halid Bin Zeyd Ebu Eyüp El Ensari


       Fatih Sultan Mehmet Han 23 martta ordusuyla Edirne den hareket etti. kuşatma 6 nisanda başladı.18 nisanda  İstanbul adaları alındı. 22 nisan gecesi türk donanması karadan haliçe indirildi. fatih Sultan Mehmetin Ya ben şehri alırım yada şehir beni sözü çok meşhurdur.


      Osmanlı ordusu 20 parça donanma 300000 askerden müteşekkildi.29 mayıs sabahı yapılan son taarruzla İstanbul düştü.


       Orta çağ sona erdi yeni çağ başladı.
        Dünyanın en büyük kilisesi ( samte sophie ) ve bütün avrupanın ayakta kalan en eski yapısı olan Ayasofya camiye çevrildi.


     İSTANBUL FETHİNİN ÇOK ÖNEMLİ SONUÇLARI


     Bizansın çöküşü ile orta çağ kapanıp yeni çağ açıldı.
     Dünyanın her tarafından ilim adamlarıakın akın İstanbula geldi.
     Hristiyan halk türk sarığı görmeyi tercih etti
     Fetihten sonra Tunan ın güneyi ile fırat Toros hattının batısındaki saha Osmanlılara katıldı.
     Boğdan Sırbistan Mora Amasra Çandarlı beyliği Kırım Hanlığı Osmanlılara ilhak edildi. toplam iki imparatorluk 4 krallık 6 prenslik ve 5 de dükalık  olmak üzere 17 devlet ele geçirildi.
     Dünyanın en büyük kilisesi Ayasofya camiye çevrildi.
    
      
 





 http://ttarihimiz.blogspot.com.tr/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder